Ortaçağ Avrupası’nda Kent Olgusu ve Kütüpha-nelerin Toplumsallaşma Süreci
Öz
Bu çalışmada Ortaçağ Avrupasızda kütüphanelerin toplumsallaşma süreci, kent olgusu ve düşünsel hareketlilikler bağlamında irdelenmektedir. Kentler; toplumların ekonomik temelli değişim süreçlerinin bir uzantısı olarak üre- tim-tüketim akışı içinde tüccar (burjuvazi) sınıfını yaratmıştır. Tüccarlar kendilerine surlar dışında bir mekan (yaşam alanı) seçerek günümüz toplumbilimcileri tarafından da desteklenen, köy yaşamından farklılıklar gösteren yeni bir yapının oluşumu ile Ortaçağ’m Feodal Rejimi içerisinde yerini almıştır. Kent kurumlarını yaratırken, kurumlar da “kent”i, “köy”den ayıran özellikleri beraberinde getirmiştir. Teknolojik gelişmeler, keşifler, sınıfsal hareketler, üretim-tüketim modellerindeki değişim, düşünsel hareketlilikler, Ortaçağ Avrupası’nı uzun ve zahmetli süreçlerden ve deneyimlerden sonra “Aydınlanma Dönemi”ne taşımıştır. “Aydmlanma”nın insanı, aklı ve eleştirel yaklaşımı temel aldığı düşünce yönteminde “bilgi” aklın bir ürünüdür. Bu yaklaşım bilginin içinde bulunduğu kitabın ve kütüphanelerin toplumsallaşma sürecini başlatmıştır. Matbaanın icadıyla başlayan kitabın evrimleşme süreci ve o dönemdeki kentsel hareketlilik, kültürler arası etkileşimi hızlandırarak bilginin yayımını olumlu yönde etkilemiştir. Bir anlamda bilgi toplumsallaşırken, kütüphaneler de kentlerin sunduğu olanaklarla daha hızlı bir şekilde halkın erişebileceği, bilgilerin bulunduğu mekanlar konumuna gelmiştir. “Kent” Ortaçağ?da doğmuş ve bu uzun süreç, toplumsal yapıları etkileyerek kütüphanelerin halka açılmasında, ücretsiz hizmet vermesinde dolaylı bir etken olmuştur.